1 Aralık 2015 Salı

 
   Dünya'da var olmamızın bir anlamının olmasını isteyen   birkaç arkadaş konuşurken     kurduk bu grubu. Adı BİRLEŞMİŞ ELLER .. Fikir şu idi ; yardım etmek isteyen fakat durumu iyi olmayan veya maddi bir harcama yapmak istemeyen birçok insan var. Bunlar bir çaba sarf etmeden de yardım edebilirler miydi? Proje düşünmeye başladık. Birçok güzel fikir ve projeden sonra ilk harekete geçmeye “Senin kullanmadığına ihtiyacı olan var”projesi ile karar verdik. Herkesin kullanmadığı fakat birilerinin ihtiyacı olduğu eşyaları vardı. Ve hatta bunları çöpe atmak yerine  birilerinin kullanımına vermek huzur verecekti insanlara. Insanlar bunları ne atabiliyorlar ne de kullanıyorlar. Fakat ihtiyacı olan birileri  söz konusu olunca vermekten büyük kıvanç duyuyorlar. İşte yapmamız gereken, önce kimseye duyurmadan kendi evlerimizdeki eşyaları elemek ve ayırmak oldu. Fark ettik ki , konuya bu gözle bakınca kullanmadığımız ve hatta vazgeçebileceğimiz o kadar çok eşyamız varmış ki evlerimizde. Kalem kutumda duran 30 kalemden belki biri biterse diğeri yedek olsun diye sadece iki taneye ihtiyacım var. Ama diğer 28 tanesine Doğuda okumaya çalışan ve kalem alamayan birçok çocuğun ihtiyacı var. Bir senedir giymediğim  hiçbir kıyafete ihtiyacım yok ama bu soğukta dışarda olan birçok fakirin onlara ihtiyacı var. Hatta topuğu soyulmuş ve benim birine vermekten  utandığım çoraba  bile hapishanelerdeki ayağı çıplak çocukların ihtiyacı var. Bunları topladık hepimiz. Evlerimizden getirmeden önce sınıfladık , temizledik ,  paketledik ve listeledik. Çünkü bunları yapmak başka bir yerde insan gücü gerektiriyor. Sonra bir yerde topladık. Eşzamanlı olarak hepimiz farklı semtlerde ihtiyaçlı insan ve kurumları araştırmaya başladık. Muhtarlara gittik , eşe dosta esnafa sorduk , okullarla konuştuk. Ve ihtiyaçlı kişi ve kurumları tespit edip dağıtmaya başladık. Proje çevremizden çok ilgi gördü. Bunun üzerine bir facebook sayfası açmaya karar verdik. Daha çok yeni. Fakat sosyal medya da duyurarak projemizin yaygınlaşmasına karar verdik.  Ve fikir çığ gibi her geçen gün büyüyor. Senin benim hepimizin yapabileceği bir şeyler var. İstersen sen de rkadaşlarınla bir araya gelip çevrenize yardım edebilirsin. Herkes yakın çevresine yardım etse, paylaşsa dünya da ihtiyaçlı insan kalmaz.  Desteğin olursa çok mutlu oluruz. 


Merhaba Dostlarım,
Heyecanlıyım. Taze taze yaşadıklarımı paylaşmak istiyorum sizlerle. Birleşmiş Eller adına şu an Erzurum'dayım. Muş sınırına yakın 3 okula mont, kitap, kırtasiye malzemesi götürdüm. Bir minibüs temin ederek şoför (Dadaş Kemal) ile sabahın erken saatlerinde yola çıktım çok duygusal anlar yaşıyorum...
Biliyorum yaşadıklarımı size ne kadar anlatsam az kalacak yol boyunca tuttuğum notları ve fotoğrafları paylaşmak istiyorum sizlerle...
Bana bu değerli anları yaşama fırsatı veren Birleşmiş Eller topluluğuna gönülden sonsuz teşekkürler... Hayatım boyunca unutamayacağım duygularımı dorukta yaşadığım anlar olarak kalacak bende. Dilerim herkes bu anı yaşar çok değerli yaşananlar...


Erzurum Notları;
Sabah 8.00
Birazdan yola çıkacağım. Panelvan tipi bir araç kiraladım onu bekliyorum. 3 okul için hazırlattığımız botları Erzurum'dan teslim alıp, otogardan da montları, kırtasiye malzemelerini alıp köy okullarına doğru yola çıkacağım... Çok Heyecanlıyım... Dönüşte dağıtımlar bitince şoför beni Hınıs ilçeye bırakacak köyün minibüsü ile Erzurum'a geri döneceğim...
Saat 11.00
Yol üzerinde otobüs bekleyen bi kadını aldık arabaya. Kahveden de 4 saattir Hınıs (Erzurum ilçesi) otobüsü bekleyen bi genci... Şu an minübüste hiç konuşmayan Artvin'de öğretmenlik yapan sessiz bi kadın, Kürtçe konuşan Şırnaklı bi genç var. Dadaş Kemal bana hocam diyor, ben hoca değilim, ben ona dadaş diyorum, o da dadaş değil. :))
Saat 13.00
Önümüzdeki 10 yıl türkü dinlemem Dadaş'la yol boyunca uzun hava acıklı türküler dinledik jilet atmak üzereyken çatışmaların olduğu Varto sınırının dibinde ki Elmadalı İlkokuluna vardık. Hınıs'ta kime sorduysak Elmadalı köyüne daha önce giden yok. Yolda dönüp dolaşan jandarma tankı dışında yolda kimse yok...
Elmadalı okulunda öğrenciler hazırlanmış ben sınıfın kapısını açınca çocuklar hepsi ayağa kalkıp her bir ağızdan "HOŞ GELDİNİZ" diye bağırdılar. Muhtar da hazır bekliyor kapıda. Kendimi bir Türk filminde gibi hissediyorum. Çocuklara tek tek sarıldım size yazarken gözlerim doldu yine...
Saat 15.00
Tellitepe İlkokulunun İzmirli idealist öğretmeni beni çok etkiledi. Telefonu çekmediği için ulaşamamıştım kendisine. Bizi beklemiyordu. Sınıfta ders yaparken kapıyı tıkladım. Kumaş pantolonu, rugan ayakkabıları ile soba yakarken sınıfa girdim. Çok şaşırdı. Bizi hiç beklemiyormuş. İnanamadı kargo ile göndeririz sanmış. İstanbul'dan geldiğimize inanamadı bizi nasıl karşılayacağını şaşırdı. Birilerine haber vermeye çalıştı bir şeyler ikram etmeye çalıştı... Tellitepe'ye ilk geldiğinde okul dökülüyormuş. Kendi imkanlarıyla, topladıklarıyla çok güzel hale getirmiş. Fişler, el etkinlikleri özenle çalışılmıştı. 10 kişilik tek bir sınıfın içinde 1.2.3.4.5. sınıf öğrencileri aynı anda ders yapıyorlardı. Aykut hocaya çok saygı duydum, önünde eğilmek istedim bende ona bir şey yapmak istedim. Çantamda yeni aldığım kitabım aklıma geldi. Öğretmenler gününüz kutlu olsun yazarak hediye ettim. smile ifade simgesi
Saat 17.00
Söğütlü İlkokuluna koliyi teslim ettim dağıtımı Umut hoca kendi yapacak fotoğrafları bizimle paylaşacak. Dadaş Kemal beni en son minibüse yetiştirdi. İlla kal, hanım evde yemek yaptı, gitme, gece-gece ağırlayalım dedi kaç kez... Minibüste tanıştığım Erzurumlular da Elmadalı'na gittiğimi duyunca epey şaşırdılar :)) Erzurumlu güzel insanlarla tanıştım çok içten misafirperverler. Erzurumluları çok sevdim. Şiveyi çabuk
kaptım. Herkese hocam diye hitap ediyorum. Uşahlara nediysen sen de bele gel diye konuşmaya başladım. :))
24.11.2015
Birleşmiş Eller